Rüzgârda önlisans başvuruları 2020'de alınabilir
Birinci YEKA’nın başarıyla yapıldığını duyuran Ataseven, ikinci YEKA için de ilana çıkıldığını kaydederek, rüzgârda önlisans başvurularının ise Nisan 2020'de alınmasını beklediklerini belirtti.
- Sektörel
- 21 Şubat 2019 09:53
- Son Güncelleme: 21 Şubat 2019 10:09

Gazetecilere önemli değerlendirmelerde bulunan Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, rüzgâr enerjisinde daha evvel üç defa ötelenen ve yatırımcılar arasında tedirginlik oluşmasına neden olan önlisans başvurularının, gelecek senenin nisan ayında alınmasını beklediklerini ifade ederek, sürdürülebilir bir rüzgâr enerjisi sektörü için yatırımların açıklanan tarihlerde gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Ertelenecek ya da iptal edilmesi beklenen projelerin de geçerli nedenlere dayandırılması gerektiğini anlatan Mustafa Ataseven, 2 bin megavatlık rüzgâr önlisans başvurularının üç kez ertelendiğini hatırlatarak, bu durumun yerli ve yabancı yatırımcıda tedirginlik oluşturduğunu yineledi.
İkinci YEKA için ilana çıkıldı
Ataseven, sektördeki birçok yatırımcının rüzgâr santrallerini inşa edebilmek adına ölçüm istasyonları kurup ön yeterliliklerini tamamladığına işaret ederek, başvurular için dosyaların hazır durumda beklediğini bildirdi. Yabancı ve yerli yatırımcının da bu konuda beklenti içerisinde olduğunu aktaran Ataseven, YEKA modelinin gündeme geldiğini, bir taraftan da 2 bin megavatlık rüzgâr müracaatlarının alınmasının açıklandığını, ikisinin de çakışıp çözülmez bir yumak hâline geldiğini bundan dolayı da gecikmenin yaşandığını vurgulayarak, birinci YEKA’nın başarıyla yapıldığını, ikinci YEKA için de ilana çıkıldığını dile getirdi. Ataseven, sonuç olarak rüzgârda önlisans başvurularının da Nisan 2020 tarihinde alınmasını beklediklerini açıkladı.
Destek mekanizması devam etmeli
Ataseven, geçen sene sektördeki yavaşlamanın temel sebebinin 2020 yılında son bulacak Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) üzerindeki çalışmaların bitmemesi olduğunun altını çizerek, 2020’nin ardından yeni açıklanacak destek mekanizmasına göre dizayn edileceğini aktardı. Rüzgâr yatırımlarının uzun süreli olduğunu, bu sebeple yerli ve yabancı yatırımcının da önünü görmek istediğini hatırlatan Ataseven, destek mekanizması vesilesiyle Türkiye'de rüzgâr sanayisinin büyüdüğüne dikkati çekerek, bu sebeple rüzgâr santrallerinde yerli aksam kullanımı ve üretimi konusunda destek mekanizmasının devam etmesinin şart olduğunu savundu.
Ataseven, kanat ve kule üreticilerinin üretimlerinin neredeyse yüzde 35'ini iç piyasa, yüzde 70'ini de ihracata gönderdiğini anımsatarak, bunun müthiş bir kazanç olduğunu ileri sürdü. Afrika ile siyasi ilişkilere bakıldığında, Türkiye'nin yenilenebilir enerji teknolojileri bakımından Avrupa ülkelerine kıyasla daha avantajlı konumda bulunduğunu anlatan Ataseven, Avrupa’nın deniz üstü (offshore) rüzgâr ekipmanlarını satacağı yeni bir pazar aradığını belirterek, Türkiye’nin de yerli teknolojisini geliştirdiğini bildirdi.